MİRASLARA SAHİP ÇIKAMAYAN BİR ÜLKE DÜŞÜNÜN : TÜRKİYE
Merhabalar bugün bizzat gidip kendi gözlerimle gördüğüm bir kaç başyapıt hakkında yazacağım. Viran olmaya yüz tutmuş, ülkemizde hemen her yerde bulunan bu şaheser yapıtlar. Efes antik kenti ile başlayalım.
Ege bölgemizde bulunan bu antik şehir harap olmuş bir vaziyet te hala ziyaretçilerini bekliyor. Harap olmuş evet çünkü dini bir anlamı yok ve olmadığı içinde restore edilmemekten kurtulamıyor. Halbuki içinde bir adet bile olsa bir minare inşa edilseydi zamanında şimdi restorasyonda olur ve yeniden eski ihtişamına kavuşabilirdi. Selçuk şehrinde bulunan Efes tapınağı Meryem ana kilisesinin de bulunduğu Bülbül dağı eteklerinde bulunan antik bir şehir. Hala kalıntıları ile bir baş yapıt olduğunu göstermekte. Efes Antik Kenti Amazon adı verilen kadın savaşçılar tarafından kurulmuştur. Karyalılar ve Lelegler kentin ilk sakinlerinden olarak bilinir. Arkeolojik verilere göre M.Ö.
2000 yılın sonlarına kadar yerli insanların yaşadığı belirtilmiştir. Tarihçi Aelius ARİSTİDES Efes i Asya da yer alan en önemli ticaret merkezi olarak anlatmıştır. Efes M.Ö. 334 yılında Büyük İskender'in gelişine kadar Pers Egemenliğinde kalmıştır. Lysimakhos, karısı Arsinoe den sonra Arsinoeia olarak adlandırdığı kent i geliştirmek için kollarını sıvamış ve yeni bir liman, Panayırdağ ve Bülbüldağ'ın yamaçlarına savunma duvarı inşa ederek kenti 2,5 KM güneybatı ya taşır. M.Ö. 281 yılında kent Efes adı ile tekrar kurulur ve Akdeniz in en önemli ticaret limanlarından biri haline gelmiştir. Günümüzde ise sadece Selçuk kentine bağlı bir kültürel miras olarak kullanılır. Keşke biraz da bakım yapılsa. Kalan kalıntılar ağaçların çimlerin arasında kendilerini göstermeye çalışıyor sadece...
Yedi Uyurları (Ashab-ı Keyf) daha önceki bir yazımda ele almıştım fakat orası içinde aynı şeyler geçerli. Yıkılmak üzere olduğu için uyarıları hiçe saymış ve o muhteşem kalıntıları yerinde görmek istemiştim. Neden Ülkemiz de bulunan Miraslar için kolları sıvamıyoruz neden restore etmiyoruz?. Bırakalım bizim ülke yöneticilerini diğer ülkelerden gelen yardım tekliflerinide geri çeviriyoruz. Yazık gerçekten yazık...
Kars ta bulunan insanlık anıtını yıktıkları gibi bu iki güzel kenti ve eserleri de yıkılmaya yüz tutturuyorlar. Acaba hangi müteahhite nasıl bir rand kurdurup satacaklar. Torunlarımız değil çocuklarımız görebilecek mi acaba bu insanlık baş yapıtlarını...
Truva kenti Çanakkale il sınırlarımız içerisinde bulunuyor. Son duyduğum bir olaya göre girişler yasaklanmış kapıya gelen ziyaretçiler geri gönderiliyormuş. Neden abi böyle riyakarlık yapıyorsunuz? kendi ceddiniz yapmadığı için mi utanıyorsunuz?. İnsanlığa bırakılan bu şaheserleri neden restore etmiyor ve bir çatı altında toplamıyorsunuz?. Oralardan gelen gelirin haddi hesabı yokken kazancınızı neden iki ve daha çok katlarına çıkarmayı hedeflemiyorsunuz?.
Asıl Selçuk kalesi Selçuk kentinin girişinde bulunan adını bilmediğim bir dağın tepesinde konuşlanmışken tüm ege kıyılarına hakim bir yerde iken neden Selçuk Kent merkezinde bulunan kale diye insanları kandırıyorsunuz?. Ülkemizde çok güzel rant elde edebilen bu değerli iş adamlarımız neden buraları bir harabe olmaktan kurtarmıyor. Bakın çok güzel bir yöntem var Yap-İşlet-Devret diye. Bunu yapabilirsiniz değil mi?.
Bu yazı bu kadar, lütfen değerlerimize Din, Mezhep ayırmaksızın sahip çıkalım...
Yorumlar
Yorum Gönder