TÜKETİM ÇAĞI
Merhabalar,
Bugün sizlere yine kendimce düşünceler içerisinde olan ''Tüketim Çağı'' adlı konuyu yazacağım. İnsanoğlu her zaman ihtiyaç duyar,bugün bir müzik dinlerken yarın enstrüman çalmak ihtiyacı duyabilir ve bunların hepsinin bir temeli var ve burada da tüketmemiz gereken bazı şeyler var,örneğin; para,emek,vb.
Biliyorsunuz ki günümüzde süre gelen bazı temel ihtiyaçlarımız var ve bunları kazanmak için kendimizden bir şeyler vermek zorundayız,mesela kullandığımız telefonlara sahip olabilmek için kimileri babalarından aldıkları okul harçlıklarını verirken kimileri bunun için 1 ya da 2 aylık emeğinin karşılığını verebiliyor. İnsanlar bu gibi eşyaları tüketirken üreticiler de boş duruyor mu? tabi ki hayır, her geçen gün yeni bir teknoloji ve ye bir hizmet ile karşımıza çıkabiliyor. Bu bir nevi köleleştirmek gibi bir şey bana göre çünkü bilinç altımıza yükledikleri subliminal mesaj'da bunu almak zorunda hissettiriyor bizi ve biz de emek olarak önce tüketiyoruz sonra da emeğimizin karşılığını. Uzar gider bu düşünce böylelikle...
Bir diğer taraftan ise manevi olarak insanları tüketme var. Bu tüketme genelde ya gönül bağı ile oluyor ya da dostluk bağı ile. E başlıkta da dediğimiz gibi ''Tüketim Çağı'' na ayak uydurmamız gerekiyor, Dünya üzerinde olan her şeyi tükettiğimiz gibi kendi kendimizi de tüketmemiz gerek ki yerimize yenileri gelebilsin. Tutturdular ''robotlar gelecek insanlık bitecek her şey onlardan sorulacak'' diye. Evet robotlar gelecek çünkü insanoğlundan daha etkili daha pratik bir robot olabilir mi? böyle yaşamaya devam ettikçe kendimiz robot olacağız. Duygularımızı gömerek, hislerimize gem vurarak yaşamaya devam edersek mekanik bir bireye ihtiyacımız yok ki zaten kendimiz robot olduk. Uyanın. azıcık özen gösterin hayatlarınıza ve hayatınızdaki kişilere.
Devlet büyükleri kalkınma adı altında kendi üretimlerini ya da dış ülke üretimlerini piyasada canlı tutmak adına farklı yollarla sürekli hayatımıza empoze edebilmekte. İthalat adı altında gerçekleştirilen bazı ürünler ve hizmetler aslında sizin yaşadığınız ülkede olan şeyler ama bunu siz yapamazsınız. Çünkü birileri üretkenlikten birileri de tüketimden kazanmalı ki Devletler bir birlerine sahip çıkabilsin ''kalkınabilsin''. Bürokrasi dediğimiz şey işte aslında bunu hedeflerken bazı Devletler bununla yetinmeyip diğer Ülkelerin topraklarında ürettiklerine göz dikmekte ve bunun için acımasızca planlarla zalimlikler yapmakta ama sıra hizmete ve yardıma geldiğinde ''biz zaten her şeyi yapıyoruz'' diyebilmekte ve insanlık ile dalga geçebilmekte.
Sonuç olarak yaptığımız her şeyi yeniden biz tüketiyoruz, Dünya üzerinde bizim için bizimle oluşan ne varsa yeniden bizim gibi ve bizimle yok oluyor çünkü Dünyamızı tüketiyoruz...
Sevgi ve Saygılarımla...
Bugün sizlere yine kendimce düşünceler içerisinde olan ''Tüketim Çağı'' adlı konuyu yazacağım. İnsanoğlu her zaman ihtiyaç duyar,bugün bir müzik dinlerken yarın enstrüman çalmak ihtiyacı duyabilir ve bunların hepsinin bir temeli var ve burada da tüketmemiz gereken bazı şeyler var,örneğin; para,emek,vb.
Biliyorsunuz ki günümüzde süre gelen bazı temel ihtiyaçlarımız var ve bunları kazanmak için kendimizden bir şeyler vermek zorundayız,mesela kullandığımız telefonlara sahip olabilmek için kimileri babalarından aldıkları okul harçlıklarını verirken kimileri bunun için 1 ya da 2 aylık emeğinin karşılığını verebiliyor. İnsanlar bu gibi eşyaları tüketirken üreticiler de boş duruyor mu? tabi ki hayır, her geçen gün yeni bir teknoloji ve ye bir hizmet ile karşımıza çıkabiliyor. Bu bir nevi köleleştirmek gibi bir şey bana göre çünkü bilinç altımıza yükledikleri subliminal mesaj'da bunu almak zorunda hissettiriyor bizi ve biz de emek olarak önce tüketiyoruz sonra da emeğimizin karşılığını. Uzar gider bu düşünce böylelikle...
Bir diğer taraftan ise manevi olarak insanları tüketme var. Bu tüketme genelde ya gönül bağı ile oluyor ya da dostluk bağı ile. E başlıkta da dediğimiz gibi ''Tüketim Çağı'' na ayak uydurmamız gerekiyor, Dünya üzerinde olan her şeyi tükettiğimiz gibi kendi kendimizi de tüketmemiz gerek ki yerimize yenileri gelebilsin. Tutturdular ''robotlar gelecek insanlık bitecek her şey onlardan sorulacak'' diye. Evet robotlar gelecek çünkü insanoğlundan daha etkili daha pratik bir robot olabilir mi? böyle yaşamaya devam ettikçe kendimiz robot olacağız. Duygularımızı gömerek, hislerimize gem vurarak yaşamaya devam edersek mekanik bir bireye ihtiyacımız yok ki zaten kendimiz robot olduk. Uyanın. azıcık özen gösterin hayatlarınıza ve hayatınızdaki kişilere.
Devlet büyükleri kalkınma adı altında kendi üretimlerini ya da dış ülke üretimlerini piyasada canlı tutmak adına farklı yollarla sürekli hayatımıza empoze edebilmekte. İthalat adı altında gerçekleştirilen bazı ürünler ve hizmetler aslında sizin yaşadığınız ülkede olan şeyler ama bunu siz yapamazsınız. Çünkü birileri üretkenlikten birileri de tüketimden kazanmalı ki Devletler bir birlerine sahip çıkabilsin ''kalkınabilsin''. Bürokrasi dediğimiz şey işte aslında bunu hedeflerken bazı Devletler bununla yetinmeyip diğer Ülkelerin topraklarında ürettiklerine göz dikmekte ve bunun için acımasızca planlarla zalimlikler yapmakta ama sıra hizmete ve yardıma geldiğinde ''biz zaten her şeyi yapıyoruz'' diyebilmekte ve insanlık ile dalga geçebilmekte.
Sonuç olarak yaptığımız her şeyi yeniden biz tüketiyoruz, Dünya üzerinde bizim için bizimle oluşan ne varsa yeniden bizim gibi ve bizimle yok oluyor çünkü Dünyamızı tüketiyoruz...
Sevgi ve Saygılarımla...
Yorumlar
Yorum Gönder