Yanlış Evlilikler, Ünzile'ler ve Türkiye Gerçekleri

İnsan ömrünün yarısından çoğu göçmekle geçer. Bir diyara bazen bir insana. Çoğu zaman beklediğini bulamaz, geriye dönüp baktığında ise eksiklerin yerini dolduramaz. Uğraşır çabalar yıkıp viran ettiklerini doldursun diye. Nafile giden gitti kalan neylesin geriye. Zaman geçtikçe ah eder vah eder, dere tepe düz gider. Son nefes geldiğinde sessiz bir elveda ile ömür biter.
Göç sırasında istediklerini bulanlar ise bir anlık ta olsa mutluluğu tadar ama sonrası onlar içinde aynıdır. Bir insana seyehat eden genelde evlilik ile sonuçlandırır ama bu bir son değildir. Her sonun bir başlangıcı vardır çünkü. Yanlış arkadaşlıklar yanlış dostluklar çıkar ortaya yanlış düşünceler tetikler bunları sonuç evlilik ile biter. Gel gör ki bundan sonrası zehir olur insanlara her iki tarafa da. Yanlış hislerin kurbanı olmuşlardır, aşırı ilgisizlik ve aldatmalarda beraberinde gelir. İnsanoğlu hiçbir zaman bir nesneye bir kente veya başka bir insana bağlı kalamaz çünkü lügatımız da var bu.
Evlilik te oluşan çoğu sorunlar ilgisizlikten ötürüdür. Mesela bir anne doğum yaptıktan sonra çocuğuna kaydırır tüm ilgi ve şefkati buna karşılık olarak eşinden sadakatsizlik görür. Aldatmalar başlar çünkü erkekler genelde ilgi müptezelidir. İyi bir baba olmaktan öte çocuğuna kötü örnekler oluşturur. Bu çocukta senin de payın var neden sende ilgini çocuğa yöneltmiyorsun ?. Müptezel pezevenk’ler …
Eşlerinden görmedikleri ilgiyi dışarıda başka bir insanda gördüklerinde ise kaçınılmaz son. ALDATMAK…
Aldattın da ne oldu ne geçti eline ya yuvan yıkılacak, yıkılmaz ise işte o zaman kork. İntikam acı olacak. Başkasından gördüğün ilgiyi eşinde bir başkasından gördü ve ona yöneldi. Belki çocuğuna da iyi bir baba olamayacaksın ve o adamı çocuğun baba olarak görecek. Günümüzün başlıca sorunları bunlar aslında ama kimse aslını bilmez bu sorunların. Bir birlerine iftira atarlar çekemezler kahkahalarını bile. Eski hallerinden çok daha uzaktalardır artık…
Gel gelelim maddiyat üzerine kurulu olan ilişkilere. Genelde erkek paralı olur. Kadın zengin koca avına çıkan bir avcıdır fakat asıl av olan kendisidir. Huzurdan ve mutluluktan çok maddiyata önem verir ve koca da buna karşı üstüne yeni ilişkiler yaşar. Kadın yapamaz bunu çünkü maddi desteği kesilir. Ömür boyu olmasa bile erkeğin parası bitene kadar ona köle olur. Zor bir şey değil mi. Aşk çok yakınızda iken siz gider zenginliğe kapılırsınız. Dünyanın asıl size vermesi gereken huzuru parada ararsınız. Acınılası bir durum… E başınıza gelenlerden yakınmayın öyle ise.
Kadın tarafı paralı olduğunda bu durum çok daha farklıdır az önceki örnekten. Çünkü kadın parası olmadığını bildiği halde gönlünü ve servetini açmıştır erkeğine. Sonuç yine aynı olacak erkekler için. Erkek parayı bulduğun da en yakınında olan kişiden bile uzaklaşır. Bunu belli etmemeye çalışsa da bu böyledir. Kadın bir iş imkanı sunmuştur aynı zaman da mutlu bir hayat. Ulan müptezel pezevenk uslu durup karına sadık olsana. Sana belki de elde edemeyeceğin bir hayat sunuyor aynı zaman da kalbinin kapılarını açıyor. İlla aldatacaksın dimi ama bunu onun parası ile yapıyorsun. Hem cinslerimden bu nedenle nefret edebiliyorum.
Gelelim çocuk yaşta evlendirilen Ünzile’lere. Tüyü bitmemiş yetimin ne günahı var. Daha Dünya’nın nasıl bir yer olduğunu öğrenmeden babaları yaşında adamlara verilirler. Bu genel de güneydoğu ve doğu illerinde rastladığımız durumlardır. Herif uçkur derdindedir ve genelde maddi sıkıntı çeken ailelerin çocuklarına olan durumlardır. o kadar yardım kuruluşları oluştu bu durum ile ilgili herkes elbirliği yaptı ya da yapmadımı ki hala bu durumun önüne geçilemedi. Çocuk ya intihar etti ya da dizlerini kollarının arasına alıp yapılanlara maruz kaldı. İntihar da başarısız olanlar ise kurtuluş diye umduğu şeyin aslında kendi felaketi olduğunu öğrendi. Şiddete maruz kaldı. Keşke elimde olsa da tek başıma yardım eli uzatabilsem o yavrucaklara…
Globalleşen Dünya da ilk sıralara yerleşmek istiyoruz ama aslında acınılası bir ülkeyiz. Gerek insanları ile gerek yaşam tarzı ile. Farkında olanlar yardım kuruluşlarına koştu ama yardımlarımız hep eksik kaldı. Uzun zamandır böyle bir şey yazmak istiyordum ama hep eksik hissediyordum kendimi ama şimdi farkına vardım ki eksik olan ben değil, bizleriz. Farkında olalım, Farkındalık yaratalım…

Eksik olan Nükleer Santral veya Yeraltı Kaynaklarımız değil, Yaşam tarzlarımız…

Yorumlar

Popüler Yayınlar